17 Nisan 2012 Salı

iş'te kadının gücü-2

       Gelelim "işte kadının gücü" adlı panelden izlenimlerimi anlattığım yazımın ikinci bölümüne...Eğer ilk bölümü okumadıysanız buna bir göz atmalısınız. Çünkü devamı niteliğindedir :)
       Okumaya devam ettiğinize göre bir önceki yazıda "tıpkı benden bahsettin" diyenlerdensiniz. O halde hadi devam edelim. Sorulacak soru şu: Bir hatun kişi neden girişimci olmak ister? "Bu kadar yıl okul sırasında dirsek çürüttüm, emeklerim boşa mı gitsin?" ifadesinin altında yatanlara bakalım. Potansiyelini değerlendirme isteği, kendini ispatlama, kişisel özgürlük, finansal zorluk ya da finansal özgürlük, meşgul olma arzusu ya da istihdam oluşturma isteği ilk akla gelenler bunlar olsa gerek. Peki siz neden istiyorsunuz? Aldığınız riske değecek bir nedeniniz var mı yoksa sadece gelip geçici bir meşgul olma arzusu mu? Öncelikle bundan bir emin olmak gerek.
       Eğer "evet, tam da hissettiklerim bunlar. Duygularıma tercüman oldun" diyorsanız ve bir önceki yazımda bahsettiğim özelliklere sahip iseniz ne olacak? Herhalde amaç birbirimizi tanımak değildi :) Artık sıra yenilikçi bir iş fikri bulmaya geldi. Yenilikçi diyorum çünkü "herkesin yaptığını yapanın işi zor" KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan'ın dediği gibi. Bu noktada malesef yalnızsınız. Zira fikrinizi gerçekleştirmeden herkese anlatırsanız "yerin kulağı var" birileri sizden önce yapar ve siz kaçan fırsatların ardından bakakalırsınız.
       İş fikri zaten cepte sen paradan haber ver diyenleri duyar gibiyim. Artık devreye KİŞGEM VE KOSGEB gibi kuruluşlar giriyor tabi siz de mevcut bir sermaye yoksa. Alınan 60 saatlik girişmcilik eğitiminin ardından (ki yeni düzenlemeye göre eğitim saati arttırılmış) hibe ve kredi programlarına başvurmaya hak kazanıyorsunuz. Hibe derken az buz bir paradan bahsetmiyorum. Yeni düzenlemelere göre 30.000TL. Bu zamanda kim kime çıkarıp karşılıksız 30.000TL verir! Krediye gelince 70.000 TL ve %0 faiz. Bankaların da kadın girişimcilere özel kredi imkanlarının olduğunu duymuştum ama üniversiteden bir hocam "eş, dost, aile kredisi daha iyidir. Geri ödeme zamanı opsiyoneldir" derdi. Başlangıç için 100.000TL hiç fena değil. Ama siz bu para yetmez diyorsanız size KOSGEB'in bir sözünü hatırlatayım. Ne demiş KOSGEB ? "Küçük olmadan büyük olunmaz." :) Siz yeter ki yenilikçi, uygulanabilir, sürdürülebilir ve maliyet etkin bir iş fikri bulun.
       Panelistlerden KOSGEB Girişimciliği Geliştirme Müdürü Necla Haliloğlu ve Pendik KİŞGEM Müdürü Nesrin Çıklabakkal'ın konuşmasına dair notlarımı da aktardığıma göre sırada Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doc. Dr. Ayşenur Hanım var. Bugüne kadar kadın olmanın zorluklarını dinledik durduk. Hatta neredeyse "hem anne hem iş kadını olmak evlerden ırak" diyecekler. Ama gel gelelim Ayşenur Hanım farklı bir açıdan baktı ve "evet, kadın olmak zor ama kadının bazı özellikleri, onun iş hayatında üstünlük kazanmasını sağlar" şeklinde bir yaklaşım sergiledi. Tabi O, uzmanlık alanı gereği kadın ihracaatçıları inceledi ama özelliklere bakınca genel kabul olarak varsayabileceğimizi düşündüm. Peki nedir bu özellikler? Daha özverili, daha hümanist, iletişimde daha önde, daha titiz, daha ayrıntı odaklı, daha takipçi, daha, daha daha....Mükemmel miyiz ne:p Aklımıza bir şey düşmeye görsün yani :)
       KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Münteha Adalı'nın konuşmasını ne kadar anlatsam aşağıda link verdiğim video kadar başarılı olamam. Bam teline basmak bu olsa gerek, panelde izlediğimde içimde bazı taşlar yerinden oynadı. Geri sayım başladı. Mutlaka izleyin...
       Panelde bir de kendini yeterince ifade edemediğini düşündüğüm bir kadın girişimci vardı. Ben ondan başlamaya nasıl karar verdiğini ve öyküsünü dinlemek isterdim ki o bizlere diğer panelistlerin bahsettiği özelliklere sahip olduğunun vurgusunu yaptı.
       Pendik Belediyesi'nin düzenlediği faydalı bir paneldi. Bu yüzden katılamayanlarla notlarımı ve izlenimlerimi paylaşmak istedim. Umarım sizin de içinizde bir şeyler titreşmiştir....

10 Nisan 2012 Salı

iş' te kadının gücü


       Kadın: eş, sevgili, anne, dost, ev hanımı, kız evlat...
       Bir kadını tanımlamak için daha birçok kelime kullanılabilir. Aslında tanımlamada kullanılan her kelime, aynı zamanda kadının iş hayatına atılması söz konusu olduğunda birer engele dönüşme potansiyeline sahip.
       Böyle bir girişi neden mi yaptım çünkü bu hafta Pendik Belediyesi'nin düzenlediği "İş'te Kadının  Gücü" adlı bir panele izleyici olarak katıldım. Konuşmacıların kim olduğunu okuduğumda paneli yapılacaklar listeme ekledim.
       Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin'in açılış konuşmasının ardından sırasıyla KOSGEB Başkanı Mustafa KAPLAN, İstabul 1. Bölge Milletvekili Belma SATIR, Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Fatih HASDEMİR ve Pendik Kaymakamı Cafer ODABAŞ'ı dinledik.
        Bugüne kadar hep eğitim sistemimizdeki yanlışları tartışıp durduk. Burada konu edineceğim yanlış şu: aşılanan zihniyet. Kimileri memur olup kapağı devlete atmanın derdinde ( bu da aklıma direk bir atasözünü getiriyor "yan gel yat Osman..." Tabi teşbihte hata olmaz diyerek bazı memurlarımızı konu dışında bırakalım) kimileri de özel bir şirkete girmenin peşinde. Şöyle bir gerine gerine bende kendi işimin patronu olacağım diyen çıkmıyor bizim sistemden şeklinde yakarışlarım devam ediyordu ki artık bu zihniyetin değiştirilmek istendiğinin sinyalleri verildi. Ardından İstanbul 1.Bölge Milletvekili Belma SATIR, 4+4+4'te seçmeli ders olarak girişimcilik dersini müfredata sokmaya çalıştıklarını söyledi. Çok yerinde bir karar. Umarım amacına ulaşır. Birilerinin düşüncelerime tercüman olduğunu duymak iyi hissettirdi.
       Buraya kadar girişimcilik dedim durdum. Peki kim bu girişimci kişi? Akla hemen risk ve kendi işini kurmak geliyor ama bu yeterli mi? Tabi ki hayır; yoksa giriştiği ile kalır ve aynı hızla evine bir geri dönüş yapar. Panel moderatörü Prof. Dr. Rana ÖZEN KUTANİŞ'in notlarına göre; girişimci risk üstlenen, gerekli donanımlara sahip kişidir. Nedir bu gerekli donanımlardan kasıt dersek, kişi öncelikle yeterli iş bilgisine sahip olmalı aksi taktirde girişimcilikten maksat biran önce yazar kasanın başına geçip yoldan geçenleri saymak değil :p Peki sizce bu yeterli mi? İş fırsatlarını göremiyorsam, iş kurmaya hevesli, azimli ve hırslı değilsem özetle yeterli motivasyonum yoksa yeterli iş bilgimle anca kapağı devlete atarım ya da özel bir şirkete. Ki bu, başta eleştirdiğim noktaya geri dönmem demek olur.
       Biz yukarıda saydığım özelliklere sahip olduğumuzu düşünelim ve anlatmaya devam edelim. Peki ya kişilik yapısı ne olacak? Muhakkak her yapıdaki insan girişimci olmuyordur. Vardır buna da bir kısıt diyorsanız işte bu hatun kişi; başarma ihtiyacı olan ve doğru hedef belirleyen, belirsizliği tolere edebilen, riski hesaplayan ve risk alan, kendine ve iş bilgisine güvenen ve tabi ki içsel kontrol odağına sahip yani başkasının yönlendirmesine ve kontrolüne ihtiyaç duymayan, kendine eleştirel gözle bakabilen, başardıktan sonra bile acaba daha iyisini yapabilir miydim diye sorabilen kişidir.
       Konu girişimcilik olunca anlatacak çok şey var. Bu yüzden panele dair izlenimlerimi iki aşamalı aktarmayı planlıyorum. Girişimci kime denir, özellikleri nelerdir kısmını bu yazımda anlattım. Eğer yukarıda yazdıklarım için tıpkı beni anlattın diyenleriniz varsa "iş'te kadın gücü-2" yazımı bekleyin. Bakalım paranın kaynağı nereden geliyormuş :)