16 Temmuz 2012 Pazartesi

kelebek etkisi


       Kendini mumyalama, sabırlı bir bekleyiş ve güzel bir günün sabahında tamamlanan başarılı bir transformasyon...Yavaşça esnetilen muhteşem desenlerle kaplı uzun ama kırışık kanatlar, uçmaya duyulan istekle yeni uzuvların keşfi ve özgürlüğe ama aynı zamanda kısa bir ömürde ölüme kanat çırpma mücadelesi...  
       Bu durum, her ne kadar ikinci bir çirkin ördek yavrusu vakası gibi görünse de aslında tırtılın güzelleşmek uğruna verdiği mücadele ve uğrunda geriye kalan ömründen vazgeçmesinin hikayesidir. Kim der gördüğünde içinde kıpırtılar oluşturan, bir mutluluk dalgasının tüm bedenine yayılmasına neden olan ve ufak kanat çırpışlarıyla peşinden koşma isteği uyandıran o küçük, o narin, o güzel kelebeğin dünyanın öbür ucunda bir kasırga çıkarabileceğini?
       Kim mi? Tabiki kaos teorisinin sahibi Edward Norton Lorenz . Kendime bu yazıyı hazırlamam için bir not bıraktığım daha önceki bir yazımda uzunca anlattığım kaos teorisi (merak edenler buraya tıklasın) ile ilgilidir bu felaketin kaynağı olan kelebek durumu. İş bu Edward der ki ; bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişiklikler, büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilir. Öyle ki Amazon ormanlarındaki bir kelebeğin kanat çırpması, ABD'de fırtına kopmasına neden olabilir. Demek ki neymiş; bizim etkisi büyük ama kendisi küçük olan kelebeğimiz o kadar da masum değilmiş:)
sliding doors
       Öyle anlar vardır ki bazen bir anlık gecikme, bazen bir anlık gaflet bazen de bu film de olduğu gibi bir metroyu kaçırma. Baş roldeki olan kadının o metroyu kaçırdığında hayatı nasıl oluyor ve kaçırmasaydı nasıl olacaktının sorgusu üzerine eski bir film. Temelde sadece bir kapının kapanması yani ufacık bir değişiklik. Ama öngörülemez sonuçları üzerine adamlar bir film çekmiş tıpkı daha önce de beğendiğimi söylediğim "THE BUTTERFLY EFFECT" filminde olduğu gibi.
       İçimizde hep bir geçmişe dönme arzusu, bugünkü bilinç düzeyimizle geçmişi değiştirme isteği var. Şu bir gerçek ki; geçmişimize geri dönmek için koyduğumuz her bir işaret, o güne saplanıp kalmamıza, geçmişi düzeltmeye çalışırken isteğimiz gibi hükmedip, şekil verebileceğimiz, en değerli anımız olan bugünümüzü kaçırmamıza neden oluyor. Geçmişi düzeltmek ve onun için hayıflanmak yerine bırakalım geçmiş geçmişte, edindiğimiz tecrübelerde yanımıza kar kalsın.
       Bugün hayatımızda yapacağımız küçük bir değişiklik kelebek etkisi oluşturabilir. Belki de bu küçük değişiklik sayesinde hayal dahi edemeyeceğimiz bir yerde oluruz. Dilerim ki bu küçük değişikliklerin sonu hep bir kelebeği gördüğümüzde hissettiğimiz mutluluk gibi olsun...


3 Temmuz 2012 Salı

ye, koş, ye üçgeni

       Sevgimizi hep etrafımızdakilere hissettirmeye çalışıyoruz, oysa ki asıl değer vermemiz gereken kendimizi hep ihmal ediyoruz. Bu ihmalkarlık, denize atılan bir taşın oluşturduğu dalga gibi büyüyerek ilerliyor. Daha mutsuz, daha sağlıksız, daha kaprisli bireyler haline geliyoruz. Spor yapmak; hobilerle uğraşmak; bazen kendi kendini ödüllendirmek; eşe, dosta, sevgiliye değil sadece kendine güzel görünmek için hazırlanmak özetle kendine zaman ayırmak; benliğimizde birçok kapıyı açan birer anahtar aslında. 
       İşte ben de bir baktım benim kapılar tek tek kapanmaya başlamış, biraz da sağlıklı yaşayalım dedim ve spora başladım... Bir gün PLATES, bir gün de FITNESS için olmak üzere haftada iki saati kendime ayırıyorum. Gerçi plates hocasının genelde gönlü olmadığı için spor programım haftada iki gün fitness olarak güncelleniyor. 
       Bugünlerde beni anlatan en iyi üçgen bu olsa gerek : "YE, KOŞ, YE":) 
       Her ne kadar spordan önce, hemen sonra ve eve döndüğümde olmak üzere 3 defa kahvaltı yapsam da şimdiden faydasını görmeye başladım.Tabi ki bu fayda yediklerimden değil :p Şikayetçi olduğum sağlık problemlerim azalmaya başladı. Aynı zamanda sadece kendim için bir şeyler yaptığıma inandığım bu iki saat sayesinde daha iyi hissetmeye başladım.
       Yaptığım çizimleri ilk defa bilgisayar ortamında renklendirmeyi denedim. Mouse ile bu işi yapmak baya uğraştırıcıymış :) Biraz acemice oldu ama iş görür herhalde. Ne dersiniz?


       Bu arada facebook sayfamız açıldı. Beğenmek için buradan buyurun...