13 Eylül 2012 Perşembe

just a gift

       Rutine bağlayan yaşantımda bir farklılık olsun dedim ve normalde yapmayacağım türden bir şey yaptım. Takip ettiğim bloglardan birinde düzenlenen bir etkinliğe katıldım. "Madam Dö Gonç- Bardaklaşma Etkinliği" Etkinliğe dair detay vermem gerekirse; bir bardak alıyorsunuz ve içine ne isterseniz koyup eşleştiğiniz kişiye gönderiyorsunuz. Hediye alma fikrinden çok gizemi cezbetti belki de. Şimdiye kadar görmediğim ve büyük ihtimalle şimdiden sonra da görmeyeceğim birini tanımaya çalışmak, hoşlanacağı bir şeyler bulabilmek ve biraz da kendimi anlatmak için bir şeyler yapmak... Eğlenceli olabilir gibi geldi. Ben de hemen katıldım ve eşleşme gününü heyecanla beklemeye başladım.
       Deneme bir'ki adlı blogun sahibi Berrak Hanım ile eşleştik. Araya bayram ve tatillerin girmesi süreci biraz sekteye uğratmış gibi görünse de aslında düşünmek ve hazırlanmak için bol bol vaktimizin olmasını sağladı. Sonuç, tabi ki bir o kadar mutluluk verici oldu.
       Hazırlayacağım hediyeler Berrak Hanım'a hitap eden ama bir taraftan beni anlatan bir şeyler olmalı diye düşündüm. Genelde sade ama üretimi ya da tasarımı ile bir fark oluşturan şeylerden hoşlanırım. Bu yüzden sır altı çatlatma tekniği ile üretilmiş, sade bir görünüme sahip fakat ağız kısmındaki hareketle farkını ortaya koyan bir fincanı tercih ettim.
     
       Amaç kendini anlatmak olunca yaptığım çini yüzüklerden biri kutuya girmeliydi. Daha önceki bir çizimimi kullandığım üzerinde prenses olan mıknatıslı kitap aralığını da ben yaptım. Artık nasıl bir anımda çizdiysem pek bir asabi olmuş:) 
       Kargonun yolunu tutacağım gün aklıma yeni bir şeyler denemek geldi. Ve kedi sever biri için ilk taş boyama denememi yapmaya karar verdim. Bir de ne göreyim; kışın buz gibi bir havada sahilden topladığım taşların arasında aldığım fincan altlığı ile aynı renge sahip bir taş hem de tam istediğim gibi kağıt ya da peçete ağırlığı olarak kullanılabilecek boyutta.  

       Kahve olur, kitap olur da çikolata olmaz mı!
       Sıra geldi bana gelenlere:) En iyisi Berrak Hanım'ın dilinden anlatmak:
       "Senin için; renkli tasarımların için minik bir defter ve minik boya kalemleri, mutlu notlar alman için turuncu bir kalem, bir ömürlük hatrı olan dostlarınla paylaşman için Türk kahvesi, ağzının tadı hiç bozulmasın diye minik çikolata seçtim." 
       Minik boya kalemlerimin defterle birlikte çantamda yerleri ayrıldı bile. Dışarı çıkarken çantama ihtiyaç duyacağım renklerimi seçip alırdım ama bu minik kalemler sayesinde tüm renklerim yanımda olacak. Bana çocukken babamın gittiği ülkelerden gönderdiği kartları hatırlatan kartpostal, Rus bir ressam olan Vassili KANDINSKY'nin bir kompozisyonundan oluşuyor. 
       Kutudan Uykucu Şirin çıkınca baya şaşırdım. Biri bana mı seslendi :) Biraz uykuculuk var da bende:p
       İkimizde hazırladığımız ve aldığımız hediyelerden memnun kalmış bir şekilde tamamladık etkinliğimizi. Geri dönüp baktığımda hoş tesadüflerle dolu, keyifli bir etkinlikti. İyi ki katılmışım diyorum.
       Kendime not: Bazen yeni şeyler denemek gerekiyormuş:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder